Followers

Friday, February 11, 2022

Doğru Okulu Seçmek..

     Uzun süredir yazmıyordum. Artık kızım 5. sınıfta. Kendimi veli olarak daha bir kıdemli hissediyorum sonuçta ortaokullu olduk. Okulların kayıt kabul ve bursluluk sınavları başladı hatta şu günlerde bitti bitiyor bile. Sosyal medyada bazı gruplarda okul öncesi ve ilkokul döneminde  yaşadığımız olumsuz İTÜ deneyimimizden bahsetmiştim ve okul seçimlerinin yapıldğı bu ara bir çok kişi bana sosyal medyadan ulaşmaya çalıştı. Tabii öğrenmek istedikleri nasıl bir olumsuzluk yaşadığımızdı. Her gelen soruyu da elimden geldiğince yanıtlamaya çalıştım. Çünkü maddi manevi bir çok fedakarlıkla eğitim gören çocuklarımızın yanlış ellerde değerlendirilmesi, o kadar emek ve para döküp sonunda keşke demek çok acı... Evet ben bir veli olarak İTÜ Natuk Birkan İlkokulundan hiç memnun kalmadım ama aynı süreçte başka şubelerde çok memnun olan veliler de olabilir tabii.  Özetle tek söyleyeceğim eğer bir okulu ziyaret ettiğinizde içinize sinmeyen bir şeyler hissederseniz oradan kaçarak uzaklaşın. Çünkü o içine sinmeme hissi siz okulla haşır neşir oldukça daha da artıyor. Sinek küçük ama mide bulandırır sözü okul seçiminde cuk diye yerine oturuyor. Daha önce de sıkıntıları yazmıştım artık tekrarlamayacağım ama her veliye aynı uzaklıkta olmayan bir okul olması, özel okulda yönetime yakın velilerin sınıf öğretmenini seçebiliyor olması, diğerlerinin ise iki katı ücret ödeyip İTÜ'lü velilere sunulan olanaklara ciğercinin kedisi gibi bakması, 3 yılda 3 öğretmen değiştirmemiz, yönetim kadrosunun sürekli değişmesi, göklere çıkardıkları akademik başarının sadece velilerin aşırı çabasıyla gerçekleşmesi ve geri kalan her şeyin sönük bir balon olması diyebiliriz. Ne yazık ki ilkokul öğretmenin dediğimde kızım hangisi diyor? Bağ kurduğu maalesef tek bir öğretmeni olabildi o da yönetimle anlaşamayıp istifasını verip gitti. 4. sınıfta istemeyerek de olsa okul değiştirmenin en doğrusu olduğuna karar verdik ve Bilfen'i seçtik. Hatta sırf okul için taşındık, yaka değiştirdik bildiğiniz Avrupa'dan Asya'ya göç ettik :) Sonunda memnunuz. Evet duyduğum tüm hikayelere rağmen memnunum. Neden? Aslında 1. sınıfa başlarken Ada'yı Bilfen'in değerlendirmesine sokmuştum geçti ama eşim "çok baskıcı, çok ağır bir okul" dedi. Ada'ya uygun olur mu diye çok da karar veremedik. O kadar çok şey duyduk ki arafta kaldık. Duyduklarımız gözümüzü korkuttu diyebilirim. Ama görüşmede doğru yerdeyiz hissini almıştım, sorduğum milyon tane soruya çat çat direkt cevap verilmişti. İçime çok sinmişti ama dediğim gibi duyduğumuz yorumlardan etkilendik o zaman Bilfen'i eledik gittik İTÜ'yü seçtik. 

    Sonra ne mi oldu?  Okul seçimimizi yanlış yaptığımız için evde sürekli desteklememiz gerekti, evde hem anne hem öğretmen moduna geçtik, çatışmalarımız arttı. Her yıl öğretmen değişti, bu değişiklikleri yönetim bize sonraki yıl okul açılmadan 1-2 hafta önce haber verdi kısacası kayıt yeniledikten sonra öğrendik. Ada konservatuvar keman bölümünü kazandı ama okulun bunda hiç bir katkısı olmadı. Hatta konservatuvar dersiyle okul saatinin çakıştığı nadir günler için okula  konservatuvarın resmi bir kurum olduğunu kanıtlamam gerekti. Okulda enstrüman seçecekleri yıl, Ada keman çaldığı halde Ada'yı hiç bir enstrümana seçmeyip koroya seçtiler mesela. Her yıl öğretmen değiştirdik. Sınıfta panoya asılması gereken çalışmaları çok defa okul dolabında buldum. Ada öğretmene vermemiş, öğretmen bunu hiç fark etmemiş, kontrol etmemiş.  Okulda kitap fuarı açıldığında ders saatinde ziyaret ettiler 8 yaşındaki çocuk, üstünde 14 yaş üstü yazan "Sarmaşığın Gazabı" kitabı ile eve geldi mesela yine hiç kontrol edilmemiş. Online eğitime geçince bir süre EBA'dan devam edildi sonra yarım günden bozma bir program yapıldı ders sayısı neredeyse yarıya indi.

 Öğretmene sınavda hangi soruyu yanlış yapmış dediğimde, sınav kağıdını göremezsiniz demeler,  Her yıl içeriği hiç değişmeyen eziyet gösteriler, çocuk repliğini unutacak diye stres olmamız. Hatta bu gösterilerin birinde, okulun en ön sırayı protokole ayırdığından habersiz bir dedenin, torununu izlemek için  en ön sıraya oturması ve aynı anda kıyamet kopması. Adamcağız oturmakta direnince, okul müdürümüzün adamcağızın önüne plastik sandalye dizdirmesi falan. Maalesef "keşke" dediğim bir okul İTÜ "keşke seçmeseydik"

Bilfen Ada'ya uygun olmaz diye çok korktum. Olmazsa alırız diye düşünerek kayıt yaptırdım diyebilirim. Bize iyi geldi Bilfen, düzenli, oturmuş, planlı, ne zaman ne yapacağını bilen bir okul. Ders çalıştırmıyorum, okuldan eksiksiz geliyor, sınavlar kazanımları ölçüyor konu konu geri bildirimleri görebiliyoruz. Evde öğretmenlik yapmaya gerek kalmıyor. Evet ağır bir okul, evet rekabetçi, sürekli sınav oluyorlar, hazır olmaları, çalışmaları gerekiyor, kesinlikle yoruluyor. Tekrar yapmanın önemini anladı, çalışmak için motive oldu. Okulda keman çalıyor, hatta tenefüslerde, özel günlerde  çalmasını istiyorlar çok hoşuna gidiyor. Hangi alanda iyiyse o alanda destekleniyor. O mutlu biz mutluyuz. Umarım böyle devam eder.


No comments:

Post a Comment