Followers

Wednesday, June 4, 2014

Zamanın Yavaş Aktığı Yerler

Kasabalarda zaman yavaş akar. Saatinizi ve takvimi bir kenara atsanız hangi günde olduğunuzu saatin kaç olduğunu kolaylıkla unutabilirsiniz. Yıldızlara bakarak ertesi günün nasıl olacağını tahmin etmeye koyulursunuz. Çarşının içinde, sahilde çektiğiniz fotoğraflarda arka planda geçmekte olan insanlar tesadüfen kadraja girmiş yabancılar değildir, kadraja tesadüfen de girmiş olsalar tanıdık insanlardır. Mehmet Amca, Ali Abi gibi adları vardır.
Kasabanın merkezinde kurulan pazarlar taze sebze meyvelerle doludur, organik olup olmadığını sorgulamazsınız bile. Kokusu rengi onları ele verir. Sanki yedikçe yeseniz kilo almazsınız.
Deniz kıyıya usulca vurur kasabalarda, deniz davetkardır. Herhangi bir metropolden bu kasabalara gitseniz hava çarpar, üst üste bir kaç bira yuvarlamış gibi bir hissiyata kapılırsınız. Gözkapaklarınıza iki fil oturuverir.
Küçük köyler vardır civarda, bu köylere yapılan gezintilerden dönmek istemezsiniz. Köy meydanlarında bir camii, bir de kahvehane mutlaka bulunur. Buraya yakın bir yerde satılan bal size ikram olunur. Herşey basit ama yerli yerindedir. Bu da olsa ne güzel olur demezsiniz. Basit, kolay rahat ve mutlu hayat köylerin sokaklarından beslenir, kasabada yaşar, şehirlerde ölür. Çünkü şehirlerde hayat hızlıdır, kurallar vardır, trafik ışıkları, zaman, patronlar, ensesi kalınlar, göbeğini kaşıyan adamlar, yolsuzluk yapanlar, hırsızlar, zenginler, fakirler, mavi yakalılar, beyaz yalakalar, polisler, gelen mailler, çalan telefonlar, dolmuşlar, taksiler.  O yüzden en güzeli yolda olmaktır kasabaya giden yolda...

2 comments:

  1. negzel anlatmışsınız, okurken sanki arabada gidiyor gibi hissettim. Sabah sabah enerji verdi beyaz/mavi yakalı plaza çalışanı bir anneye :)

    ReplyDelete
    Replies
    1. yazımın bir anneye enerji vermesi beni çok mutlu etti, beğenmenize sevindim :)

      Delete