Followers

Wednesday, April 8, 2015

Uyku sorununa Mucize Çözümler

Bu uzun bir yazı olacak. Bize çok fayda sağladığı için uzun uzadıya yazmak istedim. Kızım bebeklikten beri uyku problemi olan bir çocuktu. Daha doğrusu bu problemi bizim yarattığımızı geç de olsa öğrendim. Kızım doğduktan sonra sadece iki hafta bizim odamızda kaldı. Etraftan da odaların ayrılması gerektiği konusunda çok şey duyduğum için Ada iki haftalıkken odasını ayırdık. Her bebek gibi üç saatte bir kalkıp sütünü verdik besledik. Uyku düzeni 3 saatte bir uyanmaya programlanmıştı, hatta saatimizi her üç saatte bir çalmaya ayarlasak bile ada tam 1 dakika önce uyanıyordu. Bebekken bu düzen normaldi ama Ada büyüdüğü zaman da bu düzeni aynen devam ettirdi hatta bizi daha da uykusuz bırakarak bir gecede 8-9 kere kalkmaya başladı. Bir de 5,5 aylıkken teşhis edilen süt alerjisi bu tabloya eklenince yatağımız üç kişik oldu. Sonuca gelirsek 3 yaşında süt alerjisi devam eden , gece 8-9 kere uyanan, ve bizimle uyuyan bir çocuk oldu Ada.

Uykusuzluktan bana kalan depresif ve değişken ruh halim, gün geçtikçe zayıflayan bünyem ve bunun sonucunda her hafta başında yeni bir hastalık kapmam sonrasında bu uykusuzluk problemi ile yaşayamayacağımızı anladık. Sonunda soluğu bir psikolog da aldık. Evet teşhisimiz doğruydu Ada'nın ciddi bir uyku problemi vardı. Önce uyku rutinimizi anlatmamı istedi. Ona anlattığım uyku rutini şu şekildeydi; ada istediği 3 kitabı seçiyor. Bu kitapları okumaya başlıyorduk, kitaplar bitince bebek arabasında uyumak istediğini söylüyordu, burda yarım saat ileri geri sallandıktan sonra "yok ben yatağımda yatmak istiyorum" diyor, yatakta geçirdiği 15 dakikadan sonra" sizin yanınızda yatacağım"  diye tutturuyordu. Yanımızda yatarken bizi sürekli tekmeliyor, sürekli uyanıyor ve asla uyumamıza izin vermiyordu. Ada uyuyunca yatağımızdan, onu kendi yatağına taşıyorduk. Ama gece uyanınca çığlık çığlığa ağlıyordu.
Ben bunları anlatıkça danıştığımız psikolog bize detaylı bir açıklama yaptı ve ne yapmamız gerektiğini anlattı. Öncelikle bir yatma rutini geliştirmek  gerekiyormuş ve bu rutinin hep aynı saatte başlaması gerekliymiş. Mesela yemek yenecek,  diş fırçalanacak, tuvalete girilecek, Sonra kitap seçilecek 2 yada 3 tane diye belli bir sayı belirlemek şart.  Sonra kendi  yatağına yatacak, seçilen kitaplar okunacak yada eline çok sevdiği bir oyuncağı verebilirsiniz dedi. Uykuya geçiş nesnesi olarak bişi anımsaması gerekiyormuş, uykudan önce son yapılan şey hep aynı olmalıymış.Yani kitap okuyorsan kitap, oyuncaksa oyuncak yani kısacası bu ritüelden sonra uykunun geleceğini anlamalıymış çocuk. Bir de bebek arabasına veda etmemiz gerektiğini söyledi. Önce ada'nın büyüdüğünü artık bebek arabasına ihtiyacı olmadığını arabayı küçük bir bebeğe vereceğinizi söyleyin dedi. Çocuğun gece farklı yerlerde uyutulması , uyuduğu yerden farklı bir yere taşınması çok yanlışmış. Çocuk nerede uyuduysa orada uyanmalıymış. Bizim  atalarımızdan gelen ilkel genlerimiz varmış eski insanlar yabani bir hayvan geliyor  mu? Güvende miyiz?  diye uyanıp sürekli etrafı kontrol ederlermiş o yüzden bizde gece sürekli uyanıyormuşuz aslında ama elimizi yastığın altına koyup, ya da sağa sola dönerek uykuya devam ediyormuşuz. Çocuklar bu uyanmaları sık sık yaşıyorlarmış ama eğer gözünü açtığında uyuduğu yerden farklı bir yerde olursa, şok yaşıyorlar o yüzden sürekli uyanma ihtiyacı duyuyorlarmış.
Bir de çocuk gözünü kapadığı andan itibaren 3 saat çok derin uyur uyanma ihtiyacı sonra başlar dedi danıştığımız psikolog.
Gelelim zor kısmına, evet güzel, gittik, konuştuk, eve geldik. Yatma vakti geldi, önceden konuştuğumuz gibi bebek arabasına elveda dedik, ihtiyacı olan bir bebeğe vereceğimizi söyledik. Arabayı evin deposuna kaldırdık. Buna diretmedi, sandığımdan kolay kabul etti hatta. Ama yatağına yatırdığımızda başladı ağlamaya, burda uyumayacağım, yanınızda yatacağım diye uzun bir süre ağladı. Hatta o kadar ağladı ki babamız sonunda nerde yatmak istersin kızım diye? Sordu. Tabii o sırada Ada'nın 1,5 saat süren ağlamasına katlanan ben son dakika da gelen bu yelkenleri suya indirme sorusunu hiç sevmedim, o an gözümden alevler bile çıkmış olabilir. Bu arada danıştığımız psikolog sert yöntemlerden yana olmadığını sürekli çocuğumuzın yanında olmamız gerektiğini, o çağırdığında beklemeden yanına gitmemiz gerektiğini tavsiye etti. İlk gecemiz zorlu geçti biz yatırdık, o kalktı ağladı, kucağımıza aldık, sarıldık, sakinleştirdik, tekrar yatırdık, tekrar kalktı. Herhalde iki buçuk üç saat uğraştık, gece de çok sık kalktı. Ertesi gün biraz daha kısa sürdü bu süreç, gece daha az kalktı. Üçüncü gün ilk günden daha çok ağladı, daha çok kalktı her defasında yanına koştuk, yanında olduğumuzu, ne zaman bizi çağırsa duyduğumuzu, yanına geleceğimizi söyledik. Dördüncü gün oldukça iyiydi ve belinci günde hiç uyanmadan sabaha kadar uyudu. Şimdi uyku düzenimiz oluştu. Akşam 08:30 da yatıyor sabah 06:30 da kalkıyor. Evet çok erken ama gece deliksiz uyuması harika bir şey. Umarım bu yazı biraz yardımcı olur.

Sevgiler

No comments:

Post a Comment